Northern Bites 6 – 0 Cerberus. İlk yarı yanlışlıkla son color table yerine iki öncekini koymuşuz. İkinci yarıda da wireless calışmayınca dağıldık ama oyunun geneline bakınca kötü oynamadık.

Ögleden sonra Aldebaran bize ödünc bir robot verdi. İlk iki rakibimiz UNSW ve BreDoBrothers ile konuşarak maçları akşama ertelettik. Akşamüzeri poster session vardı. Derin bir başarı ile anlattım posterimi anlatmam gereken belki de tek kişiye :)

Akşam Nao ile top takibi yapmaya calıştım otelde ancak odada her yer kırmızımsı olduğu için beceremedim, uykusuz kaldığımla kaldım.

Bugün büyük gündü. Sabah 6:40 servisi ile gitmeyi planlayıp saatleri 6′ya kurmuştuk ama uyanamayınca kahvaltıya ancak 6:30′da inebildik. Kahvaltıda nefis tavuklu birşeyler, leziz köfteler ve dünyadaki en iyi ikinci noodle vardı. Zaman darlığından yeteri kadar tıkınamadım. En son Ergin indi kahvaltıya. Üstüne bir de iki tane tepeleme dolu tabak ile gelince kesin bu servisi kaçırdık dedik lakin 45 saniye gibi bir sürede tabakları sanki yemedi, adeta emdi adam. Her dinibütün pastafaryanın yapacağı gibi ben de yüce yaratığın bir resmini çektim.

Yarışma yerine varınca dünden kalan testlere başladık. Localization gayet iyi çalışıyor, multiagent rol dağıtımında ufak bir pürüz var, bir de top kontrolünün biraz daha iyileştirilmesi lazım.

Saat 11′de 2010 proposalını sunduk trusteelere. Bizden önce sunum yapan Singapurlular takım elbiseliydi, biz ise 2010 t-shirtlerimizleydik. Komite sunumumuzu oldukça beğendi gibi göründü. Sunumdan sonra da yemekte karşılaştıklarımız bizi kutladılar. Hayra alamet olduğunu sanıyoruz tüm bunların.

Dün itibarı ile 9 olan Aibo takım sayısı BabyTigers’ın aniden belirmesi ile 10′a yükseldi ve yeniden gruplar belirlendi. Buna göre biz Northern Bites, UT Austin, TJArk ve SharPKUngfu ile aynı gruba düştük. Akşam giderayak GermanTeam ile tek devrelik hazırlık maçı yapıp 1-0 kazandık. Maç boyunca bizim adamlar özellikle kırmızı formada top görüp durdular. Almanlar da bizden 1.5 kat hızlı yürümelerine karşın top kontrolünde çok kötüydüler. Daha sonra TecRam ile de tek devre oynadık. O sırada yan tarafta WrightEagle-Northern Bites maçı vardı. Muhtemelen WrightEagle’ın geçen seneki gibi saniyede 400 paket göndermesinden kaynaklanan bir network flood durumu bizim adamlara feleğini şaşırttı. Network kullanmayan karşı taraf bundan etkilenmedi. Üstelik rezil oynadılar ama 2-0 kaybettik yine de.

Yarın sabah ilk iş bu akşam not aldığımız sorunları giderip yerel saatle 1′deki Northern Bites maçına hazırlanacağız. Bu arada bu Çinliler çok berbat bir organizasyon yapmışlar, Internet bağlantısı neredeyse yok gibi bir şey.

Sabah 6′da kalktık, tekrar yatıp 6:15′te kalktık. Hızlıca hazırlanıp bizi bekleyen otobüs ile yarışma alanına geldik. Eski dostları görmek çok güzel oldu. Gereksiz bir dizi kağıt işi ile kayıt konusunu halledip masamıza yerleştik. Leo otelden bize kahvaltı getirtti, onları yedik. Oldukça lezzetliydi.

İnsanlar genelde organizasyondan ve özellikle teknik altyapıdan şikayetçiler. Herkesin Naoları kırık dökük. Aldebaran büyük bir bakım-onarım yeri kurdu. Bruno ve Fabien (Aldebaran yöneticileri) ile konuştuk, bize yedek robot ayarlamaya çalışacaklar.

Aibo tarafında hızlıca resim çekip kalibrasyon yaptık. Localization düzgün çalışıyor gibi. Uzaklık kalibrasyonları da bitince cengaver forveti salacağız ortalığa..

Öğleden sonra laboratuarda buluşup önce devrimsel buluşumuz olan pembe topu imal ettik. Daha sonra da hızlıca bavulları hazırladık ve yola çıktık.

Atatürk Havaalanı’nda robotların Çin’e rahat girebilmesi için ATA karnelerini gümrüğe onaylatmak gerekiyordu, yaklaşık 1.5 saat gümrük memurlarını bekledik. Sonra kendimizi İş Bankası loungeuna attık. 15 dakikada önemli miktarda yemek tükettik. Herhalde bizim her lounge ziyaretimizden sonraki ilk yönetim kurulu toplantısında lounge işine girmekle hata yapıp yapmadıklarını sorguluyorlardır.

Uçak fena değildi. Koltuk arkasına yerleştirilmiş “kabin eğlence sistemi” vardı. Önce başarısız bir tavla turnuvası denedik, network sorunlarından dolayı pes ettik ve herkes kendi yoluna gitti. 10.000 BC vardı film listesinde, izleyeyim deme gafletinde bulundum. Berbat bir filmdi. Arkasından bir kötü karar daha verip Chicago izlemeye kalktım, ilk saatin sonunda pes ettim. Müzikaller pek bana göre değil sanki.

Önce Pekin’e indik. Biz herhalde uçaktan hiç inmeyip Shanghai’a devam edeceğiz diyorduk ama  bizi de indirdiler, pasaport kontrolünden geçip havaalanında şöyle bir dolaştırdıktan sonra tekrar aynı uçağa bindirdiler. Havaalanında çalışan bir Türk vardı, bizimle epey ilgilendi sağolsun.

Shanghai’a indikten sonra bavulları alıp ikiye ayrıldık. Levent Hoca ve Çetin Bey (2010 danışmanımız) robotların gümrük işini hallederken biz de diğer gümrüksüz kapıdan geçtik. Çıkışta UT Austin’den Michael ve Todd ile karşılaştık. Sonrasında da can dostlarımız Kouretes ekibini gördük. Yerel organizatörler iyi bir şey yapmışlar. Bizi hemen gümrük çıkışında karşıladılar ve bir otobüse bindirdiler.

Yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk ve 1.5 saatlik otobüsteki diğer takımların otellerine bırakılması işlerinden sonra bizi de otelimize bıraktılar. Otelde bizi gönüllü mihmandarımız Leo bekliyordu. Kolayca check-in işlerini halledip odalara çekildik. Oda servisinden yemek söyledik (hamburger). Burada her şey çok ucuz. Oda servisinin geceyarısı tarifesi ile oldukça büyük bir hamburger tabağı ~70 yuan ( yaklaşık 10 YTL) idi.

Yine zaman geldi, yine RoboCup yollarına düşüyoruz. Bu akşam 23:10′da Shanghai’a doğru yola çıkacağız. Oradan da RoboCup 2008‘in yapılacağı Suzhou’ya geçeceğiz. Ayrı bir yazıda anlatacağım çok acayip vize sorunumuzun nasıl sonuçlanacağı belli olmadığı için zamanında gerekli gümrük başvurularını yapamadığımızdan Nao’ları götüremiyoruz. Aibo ve Rescue Simulation liglerinde yarışacağız sadece. Ayrıca sempozyumda da 2 konuşma 1 poster sunacağız. Bitti mi? Bitmedi. RoboCup 2010 ev sahipliği için finale kalan önerimizi Singapur önerisinin önüne geçirmek için bir de sunum yapacağız.

Geleneksel RoboCup günlüğü dizisi ile gelişmeleri bildirmeye çalışacağım buradan.

Sonunda o_kendini_bilir kişisinin ısrar ve manevi baskılarına dayanamayarak blogumu wordpress’e geçirdim. Eski girdiler zaten tembel ve üretmeyen bir kişi olduğumdan sayıca az idiler, dolayısı ile kopyala-yapıştır ile aktarılmaları zor olmadı. Yorumları aktarmanın da bir yolunu arıyorum.

Şaka yollu ihtimali üzerinde tartıştığımız şey oldu. Frankfurt’ta uçağı kaçırdık. Olay şöyle gelişti: Bizi getirecek uçak İstanbul’dan 8:30′da kalkıp Frankfurt’a yerel saatle 10:30′da inecekti, Atlanta uçağı da 11:30′da kalkacaktı. Son iki üç günde de İstanbul uçağının 1.5 saate varan gecikmelerle Frankfurt’a varması zaten işkillendirmişti bizi ama bizim uçak 5 dakika erken bile indi. Frankfurt havaalanı epey büyük bir yer. İçinde Skyline dedikleri bizim hafif metro benzeri bir şey bile çalışıyor. Bizim uçak 1 numaralı terminale indi, Atlanta uçağı ise 2 numaralı terminalden kalkacaktı. İner inmez topukladık ve süper bir performansla saat 10:40 gibi 2 numaralı terminalde güvenlik kontrolü sırasına girdik. Sıra hem sıradakilerin dingilliği, hem de kontrolörlerin keyfi tavırlarından dolayı oldukça yavaş ilerliyordu. Hız kazanmak için herkesin pasaport ve biletilerini ben aldım ve güvenlik kontrolünden geçer geçmez göz yaşartıcı bir performansla sprinte kalkarak tam saat 11:15′te Delta kontuarına vardım lakin elemanlar önce “herkesin gelmesi lazım” diye beni oyaladılar, sonra da “üzgünüz, sizi uçağa alamayız” diyip kapadılar olayı. Bize de THY’ye başvurmamızı önerdiler. Sorunun THY olmadığını söyledik ama dinletemedik. Anladığımız kadarı ile belli miktarda yolcunun gelmeyeceğini varsayıp o koltukları başkalarına da satıyorlar. Sonra da dolmuş mantığı ile erken kalkan çok yol alır diyorlar. Bunun üzerine çaresiz 1 numaralı terminale geri döndük. biz bir yerde beklerken Levent Hoca da önce THY, sonra THY görevlilerinden biri ile Delta mecralarında çözüm arayışına çıktı. Bin dereden taşınan su ve eser miktarda ağız dalaşı sonunda güç bela pazar sabahı uçağında yer bulunabildi. Bu esnada da yerde oturarak işe başlayan bizim ekip sağlam bir Game of Life performansı ile bir oturma grubunun tamamını bir saatten kısa bir sürede işgal etmeyi becerdi :) Levent Hoca döndükten sonra Cerberus official catereri olan McDonald’s yolunu tuttuk. Beynimize giden BigMac, patates ve koladan alınan enerjiyi benzer bir Game of Life taktiğini şezlong bozması üstünde uyunabilir yerlerden altısını işgal etmek için de kullandık. Bu arada dönüşümlü olarak duty freeyi gezdik. Genelde bu konuda tedbirli olmaya çalışsam da bu sefer basiret bağlılığından mıdır nedir ayağıma şort giydim, üstüme de uzun kollu bir şey almadım. Bunun karşılığında donmaya başladım ivedilikle. Diğer şezlonglarda yatan mülteci kardeşlerimizin bazılarının üstünde benzer motiflere sahip battaniyeler görünce herhalde duty free dükkanlarından birinde satılıyordur diye epey aradık ama bulamadık. Sonra öğrendik ki havayolu şirketi veriyormuş onları. Avcı-toplayıcı içgüdülerimizle kısa sürede 7-8 battaniye topladık ortamdan.

Mülteciler

daha sonra beynimize gitmiş olan kola ve patates bizde bir simulator yazma isteği doğurunca laptopları açıp daldık bodoslamadan ama kısa süre sonra pil sorunsalı başgösterdi. Doğuştan mülteci Cerberus cengaverlerini bu ufak sorun elbette durduramadı ve bir kenara konmuş paralı internet kioskunun arkasında priz olduğunu keşfeden ekip derhal bir outpost kurdu oraya.

Outpost

hatta bu yazıyı şimdi oradan yazıyorum. Birazdan uyuyacağım, yarın sabah da erkenden gidip check-in yaptıracağız. Erken kalkıp çok yol alan bu sefer biz olacağımız için yarın aktarmalı gelecek olanlardan bazıları ile nöbet, şezlong, battaniye, içinde ateş yakılacak boş yağ tenekesi, parmaksız eldiven ve ucu kemirilmiş küflü ekmek değiş-tokuşu yapacağız.

Outpost

Şimdilik bu kadar.

Zaman çabuk geçiyor. Büyük ihtimalle son kez düzenlenecek olan Sony Aibo 4-Legged kategorisinde yarışmak üzere Atlanta’ya gidiyoruz. Bu sene geçen yılki gibi canlı yayın olmayacak sanırım, sonuçları buradan duyurmaya çalışacağım.

Yeni sezona bomba gibi hazırlanan Cerberus transfer işine erken başlayarak yeni bir oyuncuyu renklerine bağladı. Aşağıda bu yeni oyuncunun ilk antrenmanından görüntüler var

eğer videoyu göremiyorsanız sizi şöyle alalım.

Bizim sunucudaki bir azizlikten dolayı zamanında girdi yapamadım. 16-22 Nisan 2007 tarihleri arasında Hannover’da düzenlenen GermanOpen’07 turnuvasına katıldık ve 10 takım arasında 4. olduk. Atlanta yolunda bir sürü eksiğimizi gördük, hatalarımızı bulduk. Şimdi onları düzeltmeye çalışıyoruz. Atlanta’da hedef 24 takım arasında ilk dört…